Yolunu kaybetmiş, karanlığında pusuya yatmış, bulutların ardına saklanmış bir kadınım ben. Çıkmaz sokağımda duvarı atlayabilmek ve yoluma devam edebilmek için savaşan.
Biliyorum ki çoğumuzun en az bir kez yanlış veya hayat akışı ile sürüklendiği bu sokaktan çıkmak çok zor. Peki o sokağa girene kadar, girilen sırada ve çıktıktan sonra oluşan hislerimizin ne kadar farkındayız? Ne kadar samimiyiz?
Ben bunları tabiri caiz ise; affınıza sığınarak yüzünüze vurmak için geldim. Sokağımızda, bulutların ardında, karanlığımızda, o yoğun hislerimizin ne denli ortaya çıkışını size unutturmamaya geldim. Ben hayat kitabınızda olan kelimeleri kalbinizdeki duygularınız ile harmanlayıp, sizin için cümlelere dökmek için geldim. Tüm samimiyetinizle okuyun beni. Kendinizmişcesine. Saklanmadan, saklamadan tüm içtenliğiniz ile… Çünkü yazdığım her kelimede kendinizi bulmanızı istiyorum. Fakat umudunuzu da ardınızda bırakmayın! O duvarı atlayacağız.
Yorum bırakın